2010 yılının sonuna geldik. İstanbul Kültür Başkenti zırvasının "bu yıl İstanbul hiç yaşamadığı kadar etkinlik gördü" temalı reklamları televizyonda dönmeye başladı. Tabii henüz yanmamış da bir Haydarpaşa var son sahnede. Diğer Avrupa ülkelerinde en fazla bütçenin kentsel dönüşüme ve restorasyona, kısacası kalıcı yatırımlara ayrıldığı düşünüldüğünde İstanbul bütçesinin etkinliklere harcanmış olmasının bu kadar iyi bir şeymiş gibi reklamlarda vurgulanması gayet salakça bence. Bildiğim kadarıyla Avrupa Kültür Başkenti bütçesinin %70'i restorasyonlara ve kültürel mirasa ayrılmıştı. Ancak biten projeler de yine bildiğim kadarıyla 300 küsur proje içinden 30 küsur falan. Yuvarlak hesap %10 diyelim. Yıl bitti ama projeler bitmiyor bir türlü...
Geçenlerde Lille'li Fransız bir çiftle tanıştım. Lille de geçtiğimiz yıllarda Avrupa Kültür Başkenti olmuş kentlerden bir tanesi. Bana o yıl içinde bu amaçla gelen bütçenin büyük kısmının kentin dönüşümüne ve güzelleştirilmesine ayrıldığından ve kentte kalıcı değişimler olduğundan bahsettiler.
Bizimkiler de anca Rize şenlikleri yapsın Taksim Meydanı'nda... Sırf ambalaj.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder